TÜRKİYE CANIM FEDA

HTML KOD


   
  Her Şey Burda Müzik Ders Oyun Video
  ccr
 

YENİ MÜZİK KURUMLARIMIZIN AÇILMASINDA ATATÜRK’ÜN ÖNDERLİĞİ


        Atatürk, her türlü yenilik ve ilerlemede öncü olma görevini üstlenen bir liderdi.Atatürk, yeni müzik kurumlarımızın açılmasında da öncülük etmeyi sürdürmüştür. Onun sayesinde Osmanlı zamanından kalma mevcut müzik aletlerini iyileştirmiş, modernleştirmiş ve gelişmiştir.

Atatürk’ün önderliğinde,müzik alanında yapılan çalışmalardan bazıları şunlardır;
           
*      Ankara’da ‘’Musiki Muallim Mektebi kuruldu (1924).
           
*    ’’Mızıka-i Hümayun’’Ankara’ya taşınarak ‘’Riyaset –i Musiki heyeti ‘’adını  aldı(1924)
           
*      İstanbul Belediye Konservatuvarı kuruldu(1926)

*      Ankara Devlet Konsevatuvarı kuruldu(1936)
   
*      Gazi Terbiye Enstitüsü Müzik Bölümü kuruldu(1937)
 
*       Ankara’da Askeri Müzik Okulu öğretime açıldı(1938)
           
Bu kurumlar, Atatürk’ün düşünceleri ve direktifleri doğrultusunda günümüze kadar gelişerek gelmiştir.

       MÜZİK SANATCILARININ ATATÜRK’ÜN MÜZİK GÖRÜŞLERİ  DOĞRULTUSUNDA YETİŞTİRİLMESİ


   Atatürk döneminde, çağdaş Türk müziğinin geliştirilmesi için; ‘’Türk beşleri’’ diye adlandırılan kişilerden oluşan  ve müziğimizin bugünkü çağdaş seviyeye ulaşmasında büyük emeği geçen sanatçılardan Ulvi Cemal Erkin, Hasan Ferit Alnar, Ahmet Adnan Saygun, Necil kazım Akses, Cemal Reşit Rey devlet bursu ile müzik eğitimi için yurt dışına gönderilmişlerdir.1948 yılında, üstün yetenekli çocukların yurt dışına öğrenim görmeleri için özel bir yasa çıkarıldı. Bu yasa doğrultusunda yurt dışına ilk gönderilen sanatçılar, Piyanist İdil Biret ve Kemancı Suna kandır.   
    
CEMAL REŞİT REY

Çocukluğu ve Gençliği


Cemal Reşit Rey sarayla yakın ilişkileri olan, son Osmanlı ailelerinden birinin oğluydu. 25 Ekim 1904'te Kudüs'te doğdu. Babası Ahmet Reşit Rey, o dönemde Kudüs'e mutasarrıf olarak atanmıştı. Cemal Reşit'in müziğe yeteneği o yıllarda ortaya çıktı. Diğer çocuklar sokakta oynarken o bulduğu bir akordiyonu çalmaya ve ondan çıkan sesleri taklit etmeye çalışıyordu.
Beş yaşındayken ailece İstanbul'a geldiler. Burada bir yandan ilkokula giderken, bir yandan da piyano çalışmaya başlar. Galatasaray Lisesi'nde okumaya başladığı yıllarda babasının politik durumu nedeniyle 1913 yılında zorunlu olarak Paris'e taşınırlar. Burada özellikle Fransa Cumhurbaşkanı Raymond Poincare aileye sahip çıkar. Birinci Dünya Savaşı'nın başlamasına çok az zaman vardır ve Ahmet Reşit Bey ve ailesi dünyanın kültür başkenti Paris'te yaşamaya başlarlar. Cemal Reşit Bey daha çocuk yaşlarında Gustav Mahler'i orkestra yönetirken görecek konservatuvarda onu müdür ve ünlü besteci Gabriel Faure dinleyecektir. Faure onu dinledikten sonra ünlü pedagog Marguerite Long'a telefon açar ve "Madam size bir Türk çocuğu gönderiyorum ve hiçbir şey söylemiyorum, kendiniz göreceksiniz der. Sonra babasına dönerek "Oğlunuz hayatta müzikten başka hiçbir şey yapamaz" diye onun müzik dehasını hemen keşfeder. Claude Debussy'nin öğrencisi, Maurice Ravel'in en yakın dostlarından ve eserlerini en iyi yorumlayan piyanistlerden biri olan Marguerite Long, 19 yaşına kadar hiç para almadan Cemal Reşit'in eğitimi ile yakından ilgilenecektir. Ahmet Reşit Bey ve ailesi, savaş başlayınca Paris'te uzun süre kalamazlar. Cenevre'ye yerleşirler. Cemal Reşit eğitimine burada Cenevre Konservatuvarı'nda devam ederken, normal lise eğitimini de sürdürür. Konservatuvarın ustalık sınıfına kadar yükselir ancak 1919'da babası dahiliye nazırlığına atanınca İstanbul'a gelirler. Baba oğlunu hemen İstanbul'da bir piyano öğretmenine götürür. Ancak çocuğun piyano bilgisi öğretmeninkinden fazladır. Cemal Reşit bu kez tek başına Paris'e eğitime gönderilecek, tekrar Marguerite Long'la çalışmaya başlayacaktır. Konservatuvarda Gabriel Faure'den müzik estetiği dersleri alır. Besteci, piyanist ve orkestra şefliği üzerinde eğitim görür. Daha okul yıllarında besteleriyle ilgi çekmeye başlar.

Cemal Reşit, cumhuriyetin ilanından iki ay önce Paris Konservatuvarı'ndan mezun olur. Bu arada İstanbul Belediyesi Darülelhan'a (ilk konservatuvar) batı müziği bölümü açılmasına karar verilir ve hoca olarak genç Cemal Reşit çağrılır. Bu onun için dünyanın en büyük mutluluğudur. Henüz 19 yaşındadır, onu Avrupa'da büyük bir kariyer beklemektedir ancak hocalarının tüm engellemelerine karşın İstanbul'a döner. Belki Batı'daki büyük kariyerini bırakmıştır ama, Cemal Reşit Rey Türkiye'de klasik müziğin kuruluşuna öncülük etmiş, pek çok öğrenci yetiştirmiş ve yaşamı boyunca müzik dünyasının hep bir numarasında yaşamıştır. Türkiye'ye döndükten sonra yaşamı boyunca artık kendi ülkesinden hiç ayrılmayacak, çeşitli orkestralar kurup, bunlarla yurt içi ve dışında konserler yönetecek, dünyanın en ünlü sanatçılarını şef olarak Türkiye'de ağarlayacak, Türkiye'de bir yandan klasik müziğin yaygınlaşması için çalışırken, öte yandan yazdığı operetlerle tiyatro dünyasında unutulmayacak eserlere imza atacaktır.Cemal Reşit Rey'in yaşamı sürekli çalışarak, üreterek geçti. Ailesiyle birlikte oturdukları Nişantaşı'nda Şair Nigar Sokak'taki konakta anne babası, ağabeyi Ekrem Reşit, kız kardeşi Semine ve eşi Semih Argeşo ile birlikte yaşıyorlardı. Semih Argeşo Cemal Bey'in kurup yönettiği İstanbul Senfoni Orkestrası'nın baş kemancısıydı. Semine Hanım da orkestrada keman çalıyordu. Konakta hem ciddi klasik müzik çalışmaları yapılıyor, hem de ağabeyi Ekrem Reşit'le birlikte müzikaller üzerine çalışıyorlardı.
Cemal Bey'in müzikalleri zevk almasının ötesinde yapacağı klasik müzik çalışmalarında özellikle yurt dışı konserlerinde değerlendirmek için para kazanmaya yönelik olarak da yaptığı oluyordu. Çünkü özellikle o yıllarda Türkiye'de klasik müzik yapmak bir misyoner gibi çalışmayı gerektiriyordu. Babasının ölümü, ardından Semine Hanım ve eşinin ayrı bir eve çıkarak konaktan ayrılmaları, Ekrem Reşit Bey'in ve 1962'de annesinin ölümü ile Cemal Bey'in konak yaşamı son buldu. Koca İstanbul'da tek başına kalmıştı. Yanında ağabeyine çok iyi baktığı için aile emektarı olan Rıfkı Ergün ve ailesiyle birlikte Serencebey'de bir apartman dairesine taşınır. Orkestradan emekli olan Cemal Bey, piyano dersleri vermekte, yine evi eski dostları ve öğrencileri ile dolup taşmaktadır ama artık o eski debdebeli günler geride kalmıştır. Bir zamanlar şık giysileri ile her yerde dikkat çeken Cemal Reşit Rey üzerinde eski kıyafetleri, mütevazı evi ile onu eskiden tanıyanların içlerini acıtmaktadır. Giderek Rıfkı Ergün'ün ailesini kendi ailesi gibi görmeye başlar. Hele içlerinde sağır dilsiz olan Melek'i özel bir ihtimamla büyütür. 1970'lerde Cemal Reşit Rey, Haldun Dormen'in sahneye koyacağı bir müzikalin siparişini alır. Ağabeyinin ölümünden sonra müzikal yazmamaya karar veren Rey, Erol Günaydın'ın yazacağı metinleri müzikleyebileceğini söyleyerek herkesi şaşırtır. Erol Günaydın'la kısa süre içinde çok iyi dost olurlar ve Yaygara 70 büyük başarı kazanır. Ardından Uy Balon Dünya isimli ikinci bir müzikal yapılır ama aynı başarıyı yakalayamaz. 1980'lerde Cemal Bey iyice kendi dünyasına çekilir.

Onuncu Yıl Marşı

Cumhuriyet'in 10. yıl kutlamaları için 1933'de bir marş yarışması düzenlenir. Cemal Reşit Rey, güftesi Behçet Kemal Çağlar ve Faruk Nafiz Çamlıbel'e ait olan şiir üzerine bir beste yapmaya karar verir. Uzun süre uğraşıp, herkesin coşku ile birlikte söyleyeceği bir marş oluşturmaya çalışır. Ancak ağabeyi Ekrem Reşit'e yaptığı çalışmayı bir türlü beğendiremez. Sonunda mehter ritmi gelir aklına Cemal Bey'in besteyi yapar ve herkesin rahatlıkla söyleyebileceği bir eser çıkar ortaya.
Ankara'da eseri piyanoda çalarak kendi seslendirir. Marşı degerlendirecek olan heyetin içinde bulunan dönemin Milli Eğitim Bakanı Cemal Bey'in "cumhuriyet" sözcüğünde majörden minöre geçtiğini bunu da cumhuriyeti küçük düşürmek için yaptığını iddia eder ancak Cemal Reşit şu örnekle durumu kurtarır:
"Minör küçük anlamına gelir ama müzikte bu anlamda kullanılmaz. Beethoven'in Napoleone'un kahramanlıkları için yazdığı Eroica'nın ikinci bölümü de do minör tonundadır."
Jüride bulunan bir başkası ise bir kahramanlık öyküsü olan Marseillaise'in de minör tonundan olduğunu söyleyince durum tatlıya bağlanır. Türkiye Cumhuriyeti'nin 10. Yıl Marşı böylece ortaya çıkmış olur.

1985'de Lüküs Hayat 51 yıl aradan sonra yine aynı sahnede İstanbul Şehir Tiyatrosu'nda sahnelenecektir. Cemal Bey, gala gecesi için özel olarak hastaneden çıkarılır ve Harbiye Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu'na getirilir. Eser yıllar sonra yine büyük bir başarı kazanmıştır. Haldun Dormen ve Gencay Gürün onu alkışlar arasında sahneye çıkarırlar. Anlatılmaz derecede mutludur. Seyirci onu dakikalarca ayakta alkışlar. Bu onun son sahneye çıkışı olacaktır. Ertesi gün tekrar hastaneye yatırılır ve buradan ikinci çıkışında Edirnekapı'daki aile mezarlığına defnedilecektir.


1) Faire Sans Dire, tek perde. Libretto: Ekrem Reşit Rey (Alfred De Musset’ten yararlanılarak) 1920.
2) Yarın Marek, üç perde, dört tablo. Libretto: Xaiver Fromentin 1920.
3) Sultan Cem, beş perde, on iki sahne. Libretto: Ekrem Reşir Rey (Roussel Despierre’nin senaryosuna göre) 1924.
4) Zeybek, üç perde. Libretto: Ekrem Reşit Rey 1926.
5) Köyde bir facia, tek perde. Libretto: Ekrem Reşit Rey 1929.
6) Çelebi, dört perde. Libretto: Ekrem Reşit Rey 1942 – 1945. Orkestrasyonunun tamamlanması 1973.

CEMAL REŞİT REY ESERLERİ

Operet ve Müzikalleri

1) La Petit Chaperon Rouge, iki sahne, 1920.
2) Üç saat, üç perde, 1932.
3) Lüküs hayat, üç perde, 1932.
4) Deli dolu, üç perde, 1934.
5) Saz Caz, üç perde, 1935.
6) Maskara, üç perde, 1936.
7) Hava Cıva, üç perde, 1937.
8) Yaygara 70, 1969.
9) Uy balon dünya, 1970.
10) Bir İstanbul masalı, 1971.

Cemal Reşit Rey’in ayrıca üç müzikal komedisi (revü’sü) vardır.

1) Adalar revüsü, 1934.
2) Alabanda, 1941.
3) Aldırma, 1942.



Orkestra Yapıtları

1) Bebek Efsanesi (Senfonik Şiir), 1928,
2) Karagöz (Senfonik Şiir), 1930 – 1931.
3) Enstantaneler (Senfonik İzlenimler), 1931.
4) Scéne Turques (Halk Dansları Üzerine) dört parça, 1928.
5) Paysages de Soleil (Senfonik İzlenimler), 1931.
6) Inıtation (Senfonik Şiir), 1935.
7) Senfoni No:1, 1941.
8) L’appel (Senfonik Şiir), 1953.
9) Fatih (Senfonik Şiir), 1953.
10) Katibim (Piyano ve orkestra çeşitlemeler), 1953.
11) Senfonik Konçerto (İkili Orkestra için), 1963.
12) Senfoni No:2, 1969.
13) Türkiye (Senfonik Rapsodiler).
14) 50. Yıla Giriş (Senfonik Bölüm), 1973.

Konçertoları

1) Konçerto Kromatik (Piyano ve Orkestra için), 1932 – 1933.
2) Keman Konçertosu, 1939.
3) Piyano Konçertosu, 1949.
4) Gitar Konçertosu, 1978.

Konçertant Parçaları

1) Introduction and Dance (Viyolonsel ve Orkestra için), 1928.
2) Konçertant Parçalar (Viyolonsel ve Orkestra için), 1955.
3) Andante ve Allegro (Keman ve Yaylılar Orkestrası için), 1967.

Oda Müzikleri

1) Sonat (İki Piyano için), 1924.
2) Kentet (Beş Üflemeli Çalgı için), 1932.
3) Ondes Martenot ve Yaylı Çalgılar için Poem, 1934.
4) Yaylı Çalgılar Kuarteti, 1935.
5) Kısa Parça (Keman ve Piyano için), 1936.
6) Kuartet (Piyano ve Yaylılar için), 1938 – 1939.
7) Sextour (Tenor, Piyano ve Yaylılar Dörtlüsü için), 1939.
8) Colloqye Instrumental, 1957.
9) 12 Prelüd ve Füg (İki Piyano için), 1969.

Şan ve Orkestra Eserleri

1) Anadolu Türküleri (Dört Parça), 1926.
2) İki Anadolu Türküsü, 1930.
3) Mystique (Mevlana’nın “Mesnevi” Mukaddimesi), 1938.
4) Üç Anadolu Türküsü, 1970.
5) Vokal Fantezi, 1980.

Şan ve Piyano Eserleri

1) Je Me Demande, (Şiir: Ekrem Reşit Rey), 1919.
2) Üç Melodi (Paris’te Fromont Yayınevince basılmıştır), 1920.
3) Initiales sur un Banc (Şiir: Ekrem Reşit Rey), 1921.
4) Chanson du Printemps (Şiir: Ekrem Reşit Rey), 1922.
5) Au Jardin (Şiir: Philoxene Boyer), 1923.
6) L’Offrande Lyrique (sekiz ezgi), 1923.
7) Nocturne (Şiir:Ekrem Reşit Rey), 1925.
8) 12 Anadolu Türküsü (Paris’te Heugel Basımevince yayınlandı), 1925 – 1926.
9) Vatan (Hulusi Öktem’in “Mekteplerde Musıki” adlı kitabında yayınlanmıştır, 1930.
10) Dört Melodi (Şiirler: Baki Süha Ediboğlu), 1956.

Koro Eserleri

1) Anadolu Halk Türküleri (Dört sesli koro için), 1926.
2) İki Parça (Eşliksiz kadın korosu için “Yunus Emre’nin şiirleri üzerine”, 1936.
3) On Halk Türküsü (dört sesli koro ve piyano için), 1963.

Marşları

1) 10. Yıl Marşı (piyano ve şan; bando için düzenlemeleri yapılmıştır), 1933.
2) Denizciler Marşı (şan ve piyano için; bando düzenlemeleri yapılmıştır), 1935.
3) Yedek Subay Marşı (piyano ve bando düzenlemesi yapılmıştır), 1940.
4) 100. Yıl Marşı, 1981.

Piyano Yapıtları

1) Scéne Turques, Anadolu Türküleri üzerine 6 parça (Heugel yayınevi, Paris), 1928.
2) Paysages de Soleil, (Anadolu Halk Dansları üzerine 6 parça), 1930 – 1931.
3) Sonat, 1936.
4) Pelerinages Dans la Ville Qui N’est Plus que Souvenir (Ankara Devlet Konservatuarı Yayını), 1940 – 1941.
5) Fantezi, 1948.
6) İki Parça, 1959.
7) On Halk Şarkısı (koro şarkılarının piyano uyarlaması, Ankara Devlet Konservatuarı Yayını), 1967.

Sahne Müzikleri

1) Özyurt, 1933.
2) Macbeth, 1934.
3) Kral Lear, 1936.
4) Hamlet, 1936.
5) Benli Hürmüz (Radyo Yayını için)

Ödülleri


1) Cenevre Konservatuarı Solfej Birincilik Ödülü (1914-1915)
2) Cenevre Konservatuarı Piyano Birincilik Ödülü (1914-1915)
3) Cenevre Konservatuarı Solfej Birincilik Ödülü (1915-1916)
4) Cenevre Konservaturarı Piyano Birincilik Ödülü (1915-1916)
5) İspanyol Hükümeti’nin Alfonso el Sabio Nişanı (1953)
6) İtalyan Hükümeti’nin Stella Della Soliderieta Nişanı (1957)
7) Fransız Hükümeti’nin Chevalier de la Legion d’Honneur payesi
8) Fransız Hükümeti’nin Officier de la Legion d’Honneur payesi
9) TİSAV- Elli Yıl Sahnede Kalanlar Ödülü (1980)
10) İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Osman Hamdi Ödülü (1981)
11) Atatürk Sanat Armağanı (1981)
12) Devlet Sanatçısı Ünvanı (1981)
13) Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuarı Profesörü (1984)
14) Sevda-Cenap And Vakfı Altın Onur Madalyası (1995)



 
 
  Bugün 39128 ziyaretçi (55672 klik) kişi burdaydı! http:/metalders1.tr.gg  
 
Açılış Sayfası YapınSık Kullanılanlara EkleyinE-Mail YollayınArkadaşlarınıza Önerin

http://KENDİ

IP adresi Sık Kullanılanlara Ekle
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol