Site Haritası |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
ATATÜRK'ÜN ÖĞRETMEN YÖNÜ
Atatürk,eğitimle ilgili teşhislerde bulunmuş,öneriler ve görüşler ileri sürmüş bunlarla kalmamış,milletin öğretmeni ve ve eğitim uygulayıcısı olmuştur.Çünkü o,askeri dehasıyla zaferler kazanan,siyasi dehasıyla da devlet kuran devlet adamıdır.İlk Türk eğitim bilimcimiz Farabi;''devlet başkanı milletin eğitimcisidir. Öğrenme ve öğretmeyi sevmelidir.Her şeyi kolayca öğretmeyi bilmelidir.''demiştir.İşte Atatürk tarihimizde pek çok yöneticinin ihmal ettiği Farabinin bu eğitimcilik görevini en iyi biçimde üstlenmiş,daha sonra ki devlet adamlarına da izlemeleri gereken bir örnek olmuştur. Atatürk,1936 yılında Florya köşkündeki toplantılarının birinde ,Behçet Kemal Çağlar’a dönerek’’Sen çabuk şiir yazarsın ,şu içerdeki odaya çekil,bende hangi nitelikleri görüyorsan hepsini anlatan bir şiir yaz.’’emrini verir.Şair ,istenileni yapar,yarım saat sonra uzun bir şiirle gelir.Atatürk ‘’oku bakalım ‘’der. Şair,mısralarını canlı ve hakkını vererek okur. Atatürk’ün yiğitliği,zaferleri,devrimleri bir bir dile getirilmiştir. Fakat Atatürk ‘’olmamış’’ der.’’Benim asıl niteliğim var ki onu hiç yazmamışsın .’’ Herkes şaşırır. Bu yazılmayan niteli ği ne olabilirdi ?Atatürk dinleyenleri fazla bekletmeden ,’’Benim asıl niteliğim öğretmenli- ğimdir,ben milletimin öğretmeniyim,bunu yazmamışsın’’ der. Yine,İlkçağ düşünürlerinden Platon'un-Krallar filozof olsa ve filozoflar kralların tahtlarına otursaydı...şeklindeki dileği iki bin yıllık tarihte gerçekleşmemiştir.Halbuki 20. Yüz yılda ilk defa olarak Atatürk'ün şahsında bu filozof'un istediği gibi,kelimenin tam anlamıyla bunu görmekteyiz.O bir dahi bir fikir adamı olarak Türk milletinin kaderini eline almış ve bu milletle atıldığı ulusal kurtuluş savaşıyla,yaptığı devrimlerle ve barış yanlısı tutumuyla insanlığa da muhteşem bir örnek olmuştur. Atatürk gerçekten Kurtuluş savaşını ve inkılaplarını sabırlı,ikna edici,güven verici ’’öğretmenliği ‘’sayesinde başarmıştır. Kurtuluş savaşı zaferle sona erdikten sonra ,kendisine ‘’İşte memleketi kurtardınız ,şimdi ne yapmak istersiniz?'’diye bir soru yöneltilince ,Atatürk şu cevabı verir.'’Eğitim Bakanı olarak milli irfanı yükseltmeye çalışmak en büyük emelimdir.’’der. Ancak Cumhurbaşkanı olmak zorunluluğu,onu özlediği makama geçmekten alı koymuştur. Tanrıya giden yollar çoktur ve gerçeklere ulaşabilmek için gidilen bir çok yollar vardır. Fakat milli birlik ve beraberlik şuurunu aşılayacak,modern kültürü kazandıracak bir tek yol vardır ki o da eğitimdir. Hakka ve gerçeğe varacak bütün yollar yalnız eğitim meşalesiyle aydınlanabilir. Atatürk’ ün en hakiki mürşit olarak gösterdiği ‘’İlim’’de eğitimin içindedir. Çünkü ilimsiz eğitim olamayacağı gibi,eğitimsiz ilimde kazanılamaz. Makedonya kralı Büyük İskender’in günümüze kadar gelen şu sözleri eğitimin ne kadar önemli olduğunu göstermektedir.’’Benim dünyaya gelmeme yani maddi varlığıma sebep olan babam, Filip’tir ,fakat ,manevi gücüyle beni İskender yapan ,gerçek babam Aristo’dur. demiş böylece öğretmenin önemini açığa vurmuştur. Atatürk’ün de yetişmesinde çok önemli etkileri olan öğretmenlerinin bazıları o dönemlerde yeni fikirlere sahip ,bunları ileri sürüp uygulama girişimlerinde bulunmuşlardır. Mesleğinde başarılı,mesleğin gerektirdiği özellikleri taşıyan ,okulu bir mabet ,dersini ise ibadet olarak gören bu öğretmenleri ona çok yararlı rehberlik yapmışlardır. Bunların içinden Atatürk’ün ilkokul öğretmeni Şemsi Efendi, istanbul ve Selanikte ortaya çıkan ve eğitim tarihimizde ‘’Usul-i Cedit hareketini yani yeni öğretim yöntemlerinin uygulandığı ilkokulların ilk kurucuları arasında yer almaktadır. Atatürk,düzenli ,kesintisiz,başarılı bir öğrenim hayatı geçirmişti ki,bu onun yetişmesinde önemli bir etkendir. Öğretmenleri onu sadece o günün başarılı,zeki,anlayışı süratli bir öğrenci olarak görüp değerlendirmekle yetinmemişler, onda geleceğin önderini de adeta sezmişler,buna göre davranıp,Onu en iyi yetiştirmişlerdir . O’ da Türk Milletini en iyi yetiştirmiştir.Bu hizmetinden dolayı,Türkiye Muallimler birliği ,28 ocak 1924 tarihli kararıyla, Atatürk’e’’Muallimler Hamisi’’ unvanını vermiştir. Sonuç olarak Atatürk,İlerlemenin sırrının insanların zeka ve kabiliyetlerinin geliştirmek olduğunu,Fertlerin,ailelerin ve öğretmenlerin bunun üzerinde ısrarla,önemle durmaları gerektiğini,iyi yetiştirilen her ferdin memleket ve insanlık için bir kazanç olduğunu bildiğinden, kendisine en yakın yardımcı olarak öğretmenleri görmüştür.Hedeflediği amaçlara milli ve çağdaş,üretime yönelik bir eğitim sistemiyle, iyi yetişmiş öğretmenlerle ve onların ,ezberci ve nakilci yöntemlerle değil ,uygulamalı yöntemlerle yetiştireceği nesillerle ulaşılacağına inanıyordu.Yetiştirilecek olan insanın hayatta başarılı olacak şekilde,araştıran,sorgulayan,üretken,milliyetçi ve çağdaş fikirlerle donatılmış olmasını istiyordu.Bunun içinde başta öğretmenlerin,eğitim -öğretim ortamlarının verimli hale getirilmesini önemle vurgulamıştır. Dr. Ali Erdemir;bugün Amerikanın süper bir güç olmasının sırrı şu sözünde saklıdır diyor;''Benim en değerli kaynağım ne petrolüm,ne de maden yataklarım;sadece kendi insanımdır.''Bu kaynağa sahip çıkan ,onu çok iyi bir şekilde değerlendiren ülkeler yükselmektedir.Atatürk'ün de düşüncelerinden ve yaptıklarından anlaşılacağı gibi önemle üzerinde durduğu budur. Yurdumuz yer altı ve yer üstü kaynakları bakımından zengindir. Fakat bu kaynaklardan henüz ilmi bir şekilde faydalanılmamıştır.Atatürk'ün işaret ettiği gibi eğitime önem verip, gerekli olan insan gücüne de önem verip yetiştirirsek,bu gücü ülkemizin yer altı ve yer üstü kaynaklarının değerlendirilmesinde iyi kullanırsak,ülkemiz hızla kalkınacaktır.İşte Türkiye'yi kalkındıracak yol budur. Atatürk’ün şahsiyeti bizim için en iyi bir örnektir. ‘’İyi bir örnek olma’’tılsımlı bir anahtar gibi her kapıyı açar.Atatürk’te iyi bir örnek olduğu için ,onun tecrübe içinde kazanılmış fikirleri de her kapıyı açacak mahiyettedir. Yeter ki bu fikir ve düşünceler anlaşılmaya çalışılsın,inanmayan inandıramaz gerçeğine göre kafalarda kemalist bir-düşünce var olsun,yüreklerde de Atatürk sevgisi oluşsun ve bu inanç ve düşünceler doğrultusunda davranışlar gösterilsin.İşte o zaman Atatürk'ün çağdaş uygarlık ideali gerçekleşmiş olacaktır. İRFAN GEZER ULUBATLI ANADOLU LİSESİ TARİH ÖĞRETMENİ |
|
|
|
|
|
|
|
|
Bugün 39199 ziyaretçi (55748 klik) kişi burdaydı!
http:/metalders1.tr.gg
|
|
|
|
|
|
|
|