TÜRKİYE CANIM FEDA

HTML KOD


   
  Her Şey Burda Müzik Ders Oyun Video
  Osmanlı Toplumu
 

 OSMANLI TOPLUMU

Toplum:Örgütlenmiş gruplar halinde yaşayan insanların oluşturduğu bütündür.Teşkilatlı sosyal varlıklardır.

 

-Toplum,insanların birbirleriyle yardımlaşma ve ilişkide bulunma mecburiyetinden çıkmıştır.

-Toplumun en küçük birimi ailedir.En orgütlenmiş biçimi de devlettir.

-İnsanı diğer canlılardan ayıran en önemli iki özelliği aklı ve toplum içinde belli kurallara uyup yaşamasıdır.Sosyal bir varlık olan insan bu şuura eriştiği andan itibaren teşkilatlanmaya başlamıştır.Bunun sonucunda da devlet kavramına ulaşmıştır.

-Devlet:Bir arada yaşayan insanların oluşturduğu en üst düzey orgütlenme biçimidir.

-Devletin kurulma şartları:
-Halk

-Ülke

-Egemenliktir.

Toplumlar örgütlenme konusunda gösterdikleri beceri ve başarıları ölçüsünde de ,dönemlerinin ileri ve gelişkin ulusları arasını girmişlerdir.

-Osmanlı toplumu denildiğinde;Ülke sınırları içinde yaşayan sosyal grupların bütünlüğü anlaşılır.

-Osmanlı Toplum Yapısı denildiğinde devletin sınırları içinde yer alan sosyal grupların etnik(ırk),

dinsel ,ekonomik ve siyasal bakımdan nasıl örgütlendikleri ve aralarındaki ilişkilerin niteliği anlaşılır.

*Osmanlı Türk toplum yapısı
-Osmanlı Toplumunun Genel Özellikleri:ısı,başlangıçta konar –göçer niteliktedir.Uygurlardan itibaren yerleşik hayata geçilmiş,İslamiyet’in kabulünden sonra hızla yerleşik hayata geçilmiştir.Osmanlılar kuruluş günlerinden itibaren yerleşik hayata önem vermişlerdir.ı toplumu çok dinli ve çok dilli bir toplumdu.Bundan dolayı ırk'a (etnik) göre değil ,inanç ve düşünce temeline göre örgütlenmiştir. Asli unsur Türklerdir.Tüm unsurlar aynı haklara sahipti.Toplum görev esasına göre kesimlere ayrılmıştır.Askeri(Yöneten),Reaya(Yönetilen).Müslümanlara Millet-i hakime,Hiristiyan unsurlara millet-i mahkume denirdi.Yönetim dışı olan Hiristiyanlar özerk denebilecek bir konumdaydılar.

*Osmanlı sosyal sistemi;Batının aksine çelişkilere dayanan sınıflaşmadan değil,ilkelerden hareket eden nizam fikrinden kaynaklanmıştır.Soy asaleti,özellikle bencilliğin bertaraf edildiği Türklerde,yerini yetenek ve

erdemin ,üstünlüğüne bırakmıştır.

**OSMANLI TOPLUM ANLAYIŞI**

(Toplum Düzeninin Ve Yonetim Felsefesinin Temel Dü

şünceleri) 
*Osmanlı’nın toplum anlayışı Tursun Bey’in(Fatih ve 2.Bayezid dönemlerinin tarihçisi) ‘’Tarih-i Ebu’l Feth’’ eserinde vurgulanmıştır.Buna göre insan;yaratılanların en üstünü ve en değerlisidir.Yaradılışı gereği sosyal ve medeni bir varlıktır.Bir arada yaşayabilmek için dayanışma ve yardımlaşma gereği vardır.Bunun için de her insanın toplum içinde kendine uygun mevkide tutulması gerekir.Öte yandan ,insanlar farklı yaratılış özelliklerine sahip olduklarından kendi hallerine bırakılmaları durumunda karışıklıklar ve çatışmalar çıkar.Bundan dolayı toplum düzeninin ve adaletin sağlanması ve herkesin kendi yerinde tutulması için mutlak otorite sahibi bir yöneticiye(hükümdara)gerek vardır.

**Daire-i Adalet(Adalet Dairesi-Yönetim FelsefesiYönetim Anlayışı) İlkesi**

Osmanlı yönetim felsefesinin özü daire-i adalet denilen ilke ile ifade edilir.Bu ilke her şeyin başında adaleti gören bir düşünce tarzını ifade eder.Kaynağı eski Hint-İran geleneğine kadar giden bu düşünce,Sasaniler’den Müslüman Araplara geçmiştir.Bu ilke Kaşgarlı mahmut tarafından Türk,İslam potasında kaynaştırılıp Türk yönetim anlayışı ortaya çıkmıştır.Kaşgarlı Mahmut’un İlk siyasetname eseri olan Kutadgu Bilig’ten itibaren de Türk İslam siyasi düşüncesinde yer almıştır.

Bu Yönetim Anlayışına Göre;

-Osmanlı Egemenlik,Ordu,Servet,Halk

 ToplumYapısının Dayanakları;
Adalet,Devlet,Din,Bunlardan biri olmazsa devlet varlığını sürdüremez.

*Hükümdarın ve mülk(devlet)ün güçlü olması güçlü bir orduya bağlıdır.Böyle bir ordunun varlığı sağlam bir hazine sayesinde mümkün olur..Hazine gelirlerinin çok olması için halk(reaya)ın refah içinde bulunması gerekir.Halkın refah ve huzuru ise adaletli yönetim sayesinde mümkündür.Adaletin ilkelerini belirleye ise Şeriat ve Örfi uygulamalardır.

‘’Adalet mülkün temelidir’’ sözü yönetim felsefesini ifade eder.Adalet olmadan devletin ayakta duramayacağı,devlet olmadan da adaletin sağlanamayacağı vurgulanmıştır.Hükümdar,ordu,hazine,halk adalet ilkeleri bir daire şeklinde birbirine bağlı gösterilmesi ve mülkün temelinin adalet olarak belirtildiği için bu anlayışa daire-i adalet denmiştir.

Buna Gore;

*Topluma sahip çıkılmalı,haksızlıklara meydan verilmemeli,kotülükler önlenmeli,adaleti ve güvenliği, huzur ve mutluluğu sağlamalı,toplumsal barışın sağlanması için din kurumlarına önem verilmeli,adil ve hoşgorülü bir yönetim oluşturmalı.Bunun ve devamı için de devlete,dolayısıyle hükümdara gereksinim vardır.

*Toplumsal yaşamın sağlıklı olması ve sürmesi için de;

-Her birey yetenek ve niteliklerine göre toplumda yerini almalıdır.

-Yetenek ve bilgi birikimine göre uygun iş yapmalıdır.

-İş bolümü toplumsal yaşayışta zorunludur.Bu durum zorunlu olarak toplumsal sınıfları doğurur.Bundan dolayı toplumda tabakalaşma zorunludur.Her tabaka birbirini tamamlayan görevleri yerine getirirler.Onun içindir ki bu tabakalara mensup insanlar kendi işleriyle uğraşmalı ve başka bir sosyal kesime geçmeyi düşünmemelidir.Böyle bir anlayış içinde konulmuş kurallara aykırı bir biçimde sosyal konumların değiştirilmesi hoş karşılanmamıştır.Ancak,pratikte bu tür geçişlerin mümkün ve hatta yaygın olduğunu görmekteyiz(Dikey hareketlilik ile).

Klasik dönemde bu anlayış ile şekillenen osmanlı toplumu ,zamanla değişikliğe uğradı.Savaşlar ,göçler,iktisadi gereklilikler Osmanlı toplum yapısının değişmesine neden olmuştur.

 
 
  Bugün 39179 ziyaretçi (55726 klik) kişi burdaydı! http:/metalders1.tr.gg  
 
Açılış Sayfası YapınSık Kullanılanlara EkleyinE-Mail YollayınArkadaşlarınıza Önerin

http://KENDİ

IP adresi Sık Kullanılanlara Ekle
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol